BELİRME
DOT eğitim modelinin temel kavramları olan belirme, rizom ve akış, çağdaş eğitim ve sanat kuramlarından beslenen bir pedagojik çerçeve sunar. Belirme (emergence) kavramı, karmaşık sistemlerde yeni düzen ve olguların, sistemdeki öğelerin etkileşimiyle kendiliğinden ortaya çıkmasını ifade eder.
Bu modele göre sanatsal yaratım süreci, önceden sıkı sıkıya planlanan bir çizgide ilerlemek yerine, grup içi etkileşimler sonucunda kendiliğinden beliren yaratıcı sonuçlara açıktır.
Nitekim kolektif tiyatro üretiminde tek bir bireyin süreci dikte etmesi yerine, belirli ilke ve kurallar çerçevesinde gerçekleşen etkileşimler zamanla yeni nitelikler ve olasılıklar doğurur; önceden kestirilemeyen yaratıcı ürünler grup etkileşiminin beliren bir çıktısı olarak ortaya çıkar.
Bu yaklaşım, katı hiyerarşik yönteme alternatif bir yaratım süreci tanımlar.
RİZOM
Diğer yandan, modelin ikinci kuramsal ayağı olan rizom (rhizome) kavramı, Fransız düşünürler Deleuze ve Guattari’nin ortaya koyduğu, doğrusal ve hiyerarşik olmayan bir yapı olarak açıklanır. Rizomatik düşünce, klasik “ağaç biçimli” tek köke dayalı, başlangıcı ve sonu belli olan modelin aksine, çoklu bağlantılar ve yatay yayılım temelinde ilerler.
Uygulanan eğitim modelinde rizom kavramı, öğrenme ve yaratma süreçlerinin önceden belirlenmiş tek bir başlangıç noktası veya sabit bir hedefe kilitlenmeden, organik ve yatay bir gelişim göstermesini ifade eder.
Her bir katılımcı ve fikir, merkezi bir otoriteden ziyade ağın parçası olarak özgün katkılar sunar; bilgi ve yaratıcılık, eğitmen ile öğrenciler arasında çok yönlü ve eşit bir etkileşim zeminde yayılır.
Bu sayede, öğrenme yolculuğu belirli bir rotadan ilerleyen ağaç modelinden ziyade, her yönde dallanabilen bir rizom gibi esnek ve dinamiktir. Katılımcılar, kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklı yollar izleyebilir, yeni bağlantılar kurarak ortak üretime katılırlar. Böylece eğitim süreci, hiyerarşik bir düzen olmaktan çıkarak yatay bir kolektif keşif ve yaratım sürecine dönüşür.
AKIŞ
Üçüncü temel kavram olan akış (flow), psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’nin tanımladığı, kişinin yaptığı işe tam konsantre olarak haz ve yaratıcılık deneyimini en üst düzeyde yaşadığı durumu ifade eder. Bu eğitim modelinde “akış” kavramı, hem eğitmen hem öğrencilerin, atölye çalışmaları sırasında zamanın nasıl geçtiğini unutarak yaratıcı sürece tamamen dalmalarını hedefler.
Akış deneyimi, katılımcıların dikkatini dağıtan dış faktörlerin ortadan kalktığı, motivasyon ve yaratıcılığın en yüksek düzeyde ortaya çıktığı bir öğrenme atmosferi sağlar.
Bu modelde ders yapıları, öğrencilerin beceri düzeyi ile karşılaştıkları yaratıcı görevlerin dengeli olmasına özen gösterilerek tasarlanır; böylece her bir katılımcı kendi “zone”una girerek yapıcı bir gerilim ve dikkat düzeyiyle çalışır. Akış kavramının rehberliğinde, öğrencilerin sanatsal süreçten içsel bir haz duymaları, motive ve etkin kalmaları sağlanır.